LED TV'nize sıçayım diyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Neyse...Yaklaşık 6 ay önde LG isimli markanın 37 LV 4500 markalı televizyonu beğendim. Ürünün özellikleri güzel geldi. Ben de yaklaşık 1700 lira tiko para vererek televizyonumu satın aldım. Görüntü kalitesi iyidir süperdir, pleysiteyşın, gof of war filan oynarım, nefis filmler izlerim diye düşündüm. TV mağazadan 2-3 güne gelecekken beni arayıp aletin yolda düşüp kırıldığını söylediler. Ben de çok kırıldım ama ne yapalım 1-2 hafta bekleriz diyerekten kendimi sabra sükuna verdim. Gittim güzel bir TV sehpası aldım. Neyse TV 1 haftaya geldi. Süper. Gel zaman git zaman "TV karanlık mı gösteriyor, görüntü pek kaliteli değil mi" diyerekten kıllandım. Ama insan bir müddet sonra "ölümlü dünya ya, zıçarım LED'ine" modu içinde umursamamaya başlıyor. Hem dikkat edin, aldığınız ürünler ilk zamanlar çok kıymetliyken daha sonra elektronik ürünlere karşı bir adam sendecilik peydah oluyor. Elektronik unsurlar içermeyen ürünlerde yok bakın bu özellik. Mesela bi koltuğa direk oturuyorsunuz, hemen samimi oluyorsunuz. Ama elektronik ürünlerde belli bir müddet yabancılık, bir soğukluk, efendi kullanma durumu oluyor.
Neyse bir gün süper bi DVD izlemek için TV'yi açtım. O da ne? HDMI girişi çalışmıyor. (HDMI ne diye soracak okurlar lütfen hemen ekranın sağ üst köşesindeki çarpıya mauslarının sol kısmıyla tıklasınlar. Asabımı bozmasınlar.) Deniyorum deniyorum olmuyor. Tarihler 14 Kasımı gösterirken ben bu LG teknik servisi aradım. Dedim HDMI çalışmıyor. Dediler ki süperiz, hemen yaparız, aslanız, icabında çip takıp fezaya bile uçarız... Dedim süper. Hemen gelin alın, yapın... Dediler tamam. Geldiler. Kaptılar tv'yi götürdüler...
Gidiş o gidiş... 1 hafta oldu yok 2 hafta oldu yok 3 hafta 4-5-6... Ulan dedim bunlar benim LED'in üzerine mi yattı? Hayır evde kedi devamlı üzerine yatmaya çalışıyordu ordan işkillendim. Hayır yani alt tarafı bi HDMI girişi bozuktu. Televizyonun içine silikon vadisi filan mı inşa ediyorlar anlamadım. Ben bi kurtlar vadisi bilirim diyerek siyah gözlüklerimi, uzun paltomu ve tesbhimi giyinerek aradım bunları. Sert konuştum ..."Abi süperiz lakin yurtdışından parça bekliyoz. Taa koreden ebesinin şeyinden gelicek parça. O sebeple kolay olmuyor bu işler" filan diyerekten görevli resmen beni fırçaladı. Anasını satayım sanki benim televizyon kore türk büyükelçiliğinde görevli gitti muamelesi yapmanın alemi nedir? Ben tabi hala kurtlar vadisi perspektifiyle olayı düşünüyorum. Tv gizli göreve büyükelçilik çalışanı süsü ile gitmiş de ben sanki ikili ilişkilere balta savurmuşum gibi konuştu benle görevli. Neyse bir müddet daha geçti ben TV'yi unuttum! Hiç TV sahibi olmamışım gibi kendimi kediye, bitkiye, çiçeğe, diziporta filan verdim. Neden sonra ulan benim bi TV'im vardı diyerekten aradım. "20 iş günü geçti, yenisiyle değiştirin, dava açıcam, bacanıza zıçıcam" diyerek sert konuştum. Tabii ki firma pısarak ürünü değiştirme taahhüdü verdi. Neyse efendim bunlar ben dava açıcam dedim diye ertesi gün kapıma TV'yi getirdiler. "Abi biz size mahçup olduk. Bi model iyisini getiridik. Süper sistem. Acaip zımba bi televizyon. Valla abi maçı izlesen sonucu bile önceden görebiliyosun. En bomba teknoloji" filan diye beni resmen hipnotize ettiler. Elimde de kalemi tutuşturdular. İmzayı attırdılar. Sonra sktirolup gittiler. Ulan nedir ne değildir ağzım açık kaldım arkadaş. "Ee iyimiş madem böyle teknoloji" diyerek yeni TV nin özelliklerini internetten araştırdım ki...
Ben böyle teknolojinin ta anasını, ta avradını, yedi ceddini, silsilesini diyerek bilgisayar başından kalktım. İbişler bana iki alt modeli süper NASA teknolojisi diye yedirmişler. Basıp gitmişler. Firmayı aradım. Sizin bayinize molotof kokteyli atar, lav silahı püskürtürüm dedim. Bi kızdım. Bi kızdım. Lan yer mi anadolu çocuğu? Yedim işte... Hala bekliyoruz. Mahkemelik olucam. Kapitalizme karşı savaş veriyorum. Bi ton da telefon parası ödedim anasını satayım.
LED TV'nize sıçayım diyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.