5 Kasım 2009 Perşembe

çocukluk şarkılarımız

efendim 80 kuşağında çocuk olan hüzünlü (biz) gençlerin melodramları artık klişe oldu. her köşede 80 lerde çocuk olmak, susam sokağını hatırlamak, vatkalı elbiselerle, permalı saçlarla gezinmek şeklinde 80 lere olan özlemi yansıtan yazılar, resimler gezindi durdu. bu yazının konusu 80 lerin kendisinden ziyade biraz da o dönemin trt de çıkan çocukluk şarkıları. bu şarkılarla büyüdük biz. kah izci olduk, kah hep ötüşen kuşlar olduk, kah bizimkiler dizisinin ütü kokulu müziğiyle içimizdeki seri katilin çıkma süreciyle mücadele ettik. yaşadık bunları. ancak hele bir şarkı vardır ki kulaklarımdan gitmez. izi ömrümce mücadele etsem de silinmez sanırım. nedir bu şarkı? güftesini ve müziğini kimin yazdığını bilmediğim. kimin yazdığını açıkçası çok da siklemediğim bir şarkıdır bu. "pazara gidelim, bir eşşek alalım, pazara gidip bir eşşek alıp napalım? happuru huppuru happuru huppuru yemeyelim" isimli bu güzide şarkı, o dönemki tüm genç dimağların beslenme alışkanlıklarını sorgulamalarına neden olmuştur. lan bu nasıl bir şarkı? pazara gidelim. evet çok güzel. gidelim tabii. ama pazardan neden bir eşşek alıyoruz? hadi alıyoruz da onun yenilebilir bir hayvan olup olmadığını bilmiyor muyuz? alma sebebimiz eşşeği yemek. üzerine kavun karpuz pırasa filan yükleyip mahalle aralarında satış yapma amacı yok şarkıda. eşşeği direk barbekü olarak gören bir zihniyet var. anne eşşek yenir mi? hayır yenmez. neden? çünkü şarkının sonunda happuru huppuru yemiyoruz. ha oldu o zaman. eşşeğe binilir. bravo vallahi. ulan bi kere pazarda eşşek satılmaz. şarkıyı günümüzde dinlese bir çocuk ve migrosa gitse. "emce ben bir pergel bir de eşşek alacağım. ama söz yemeyeceğim" dese. o satış müdürü o piçin ağzını burnunu kırar. eline bir joyistik verip eve gönderir. bir de işin daha vahim kısmı. ikinci kıtada eşşek yerine koyun, tavuk vs konuluyor ve şarkı happuru huppuru yiyelim diye devam ediyor. pazardan aldığı koyuna direk happuru huppuru diyerek girişen çocuklar düşünün. ben düşünemiyorum. vahşet lan. işte tüketim toplumunun temelleri orada atılmış. sonra millet taşrada koyunu eşşeği düdükleyince oha vahşet diyoruz. ee senin kentte tv izleyerek büyümüş küçük veledin eşşeğe, koyuna, koalaya happuru hupuru diye girişiyor. biri durdurup da "hayır evladım. happuru huppuru yenmez eşşek" dedi şarkıda diye duruyor çocuk. yoksa omurundan ısırıp da yere serecek eşşeği. nerde hayvan hakları? koyuna, kurda, kuşa, eşşeğe süpermarketteki "altınurazgiller kaşarı" gözüyle bakan bu nesile kim dur diyecek? happuru huppuru yemeyelimmiş. ha oldu. süper beslenme alışkanlıklarımızı bu şarkıya borçluyuz. şimdinin gençleri eşşek etinden dürüm soslu dönerler yapıyorlar işte bu yüzden. çok mutsuzum. kuşlaaaar şeeen kuşlaaaar, heeep ötüşeeeen kuşlaaaar. sessiz dallaarın miniiiiğk süsleriii yuvanız nerdediiiiiiir... diye şarkı dinlerken ardına happuru huppuru eşşek...bir elimde beş parmak...bir elimde beş parmak saaay bak..saay baaak...1 2 3 4...anneeaaaa ilyas parmaaamı yediiiiiğ. eşşoleşşekler...

2 yorum:

  1. bi de diş fırçalama şarkısı vardır ki, hala travmatik etkileri bünyemde sürer...
    "sabah öğlen akşam, her yemekten sonra; yukarı aşağı, aşağı, yukarı.. tam iki dakika"
    brrr :x

    YanıtlaSil
  2. ehehe o da vardı di mi? psikopat sarışın bir bebe arkadan saat tutardı. eheh...

    YanıtlaSil